H.G. Wells'i tanırsınız, hani şu Zaman Makinesi ve Dünyalar Savaşı gibi bilim kurgu klasiklarini yazmış olan, "çağının önünde giden" İngiliz yazar... İşte bu son derece önemli şahsiyet, 1979 yapımı filmimizde de başrole soyunuyor. Karındeşen Jack'ten bir türlü kurtulamamış durumdaki 19. yüzyıl sonu Londra'sının sislerini geride bırakıp, bu kez kelimenin tam anlamıyla "çağının önüne" gidiyor. Dost bilip evinde satranç oynadığı, hatta kendi yapmış olduğu (ve güneş ışığıyla çalışan) zaman makinesini çekinmeden gösterdiği Doktor Kohn Lesley Stevenson'ın aslında bizzat Karındeşen olduğunu ve polis baskınında paçayı kurtarmak için makine marifetiyle geleceğe gittiğini anlayınca, idealist yazarımız seçeneksiz kalıyor: Karındeşen'in gitmiş olduğu 1979 yılı, şüphesiz ki insanlığın hayli gelişmiş, asayişin ise berkemal olduğu bir ütopyadır... Ve kendi elleriyle yaptığı zaman makinesinin bu ütopyayı mahvedecek çaptaki bir caniye yaraması, Wells'i seçeneksiz bırakır: O da 1979'a gidecektir! Gider nitekim ve görür göreceğini: Geride bıratığı Londra'yı mumla aratacak çapta yoz ve şiddet dolu bir çağ, adeta bir anti-ütopya'dır bulduğu. Dahası, kendisine adanmış sergi etkinliği ile birlikte, sadece zaman değil mekan da değiştirerek Amerika'ya gitmiştir.
7.2
1970-01-01 01:00:01 MrBoto
Yorum Yapın / Bilgi Verin
×

× Şikayet Konusu:


×
Yorum


alıcı:konu: mesaj:
Tek Tuşla Bağlan...×