Milos Forman alegorik bir film çekmeyi düşünmemişse de İtfaiyeciler Balosu ister istemez Sovyet toplum modelinin kötülükleri üzerine sağlam bir kara mizaha dönüşmüştür. Forman’ın Batı’ya ç etmesinin sebebi biraz da ödüllü filminin, yapımcı yardımcısı Carlo Ponti tarafından çok sert eleştirilere maruz kalmasıydı; zira film, tankların, Demir Perde sınırlarını genişletmek için, Prag’a yaptığı baskınla başlar. Filmin küçük bir Çekoslovak köyünde başlayan hikâyesi, birkaç ilginç özelliğe sahiptir: adaşlar partisi, itfaiye başkanının nüllü emekliliğine saygı töreni, pahalı yiyecekler için yapılan piyango çekilişi, bir güzellik yarışması ve gece başlamadan önce patlak veren yangın ve onun trajikomik sonucu. Sadece olay örgüsü nedeniyle değil, filmin çekildiği kasabada keşfedilen rengârenk amatör oyuncu topluluğunu rmek için de mutlaka izlenmesi gereken bir film. Bölüm bölüm akan yapısı, doğal tarzı, mizaha olabildiğince geniş ölçüde yer verişi, el şakaları ve sahne olduğu hatalar zinciriyle film, kısıtlı olanaklarına rağmen grup psikolojisi hakkında dikkatle yapılan bir zlem aslında. nüllü bir itfaiye şubesi komisyonunun iyi niyetli komite üyeleri, henüz emekli olan başkanları şerefine düzenledikleri gece için bir gıda piyangosu hazırlar. Ödülü hazırlamak için kasabada yaşayan herkes buluşma salonuna yiyecek getirir. Konukların gelmesiyle salon dolar; ve bu arada, güzellik yarışması adaylarını belirlemeye çalışan komite üyelerinin, güzel kadın vücutları karşısında kendilerinden geçmeleriyle ortaya çıkan fırsatı değerlendiren hırsızlar, çekilişle dağıtılacak tüm gıda maddelerini çalarlar. O anda salonda bulunan herkes şüphe altındadır çünkü zaten kasabada bir kıtlık olduğu su türmez bir gerçektir. Pahalı likörler, etler herkesi hırsızlığa teşvik edebilir. Haliyle güzellik yarışması da karışır ve ardından da kasabada yangın çıkar. Henüz sarhoş olmuş komite üyeleri, azgın alevleri söndürmeye çalışadursun, yaşlı bir adam kar altında, evinin yanışını izler. Filmin sonunda komite üyeleri toplamda üç günah işlemişlerdir: bir çekilişin altından kalkamamak, güzellik yarışması düzenleme girişiminde bulunmak, yangına sebep olmak. Ama yine de bir tek şey, emekli başkan için böyle bir gece düzenlemiş olmaları, onları kurtarır. Komitelerin, yoldaşların içten pazarlıklı halleri bir tarafa, daha iyi yarınlar için iyimser kalarak, aralarından yaşça büyük birisine saygılarını sunmak için armağan vermeleri, filmde, olsa olsa bir kuru gürültü, bir tantana olarak belirir. Forman, Jaroslav Papousek, Ivan Passer üçlüsünün, gerçekten bir itfaiyecinin balosundan etkilenerek ortaklaşa yazdığı senaryo, Sovyet toplumunun durumunun farkında olduklarını kanıtlar. Film, 1967 yılında Çekoslavakya’daki günlük hayatın, bir türlü giderilemeyen ihtiyaçlardan, isteklerden oluşmasını fazla abartmadan anlatırken, çoğunluğun elindekilerin nasıl da yönetici azınlıkça ele geçirildiğine yer vererek ahlaki iradenin çöküşüne vurgu yapar. Tabii bu durumu yaratan şey, iyi beslenme, su içme gibi temel insani ihtiyaçların giderilememesinden kaynaklanır gerçi; ama filmin alegorik tınısı, Forman’ın asıl niyeti bir kenara, bütün bunların aslında bir uygarlık türünün olduğu gibi çöktüğüne kadar vardırır işi.
7.7
1970-01-01 01:00:01 MrBoto
Yorum Yapın / Bilgi Verin
×

× Şikayet Konusu:


×
Yorum


alıcı:konu: mesaj:
Tek Tuşla Bağlan...×