Aleksandr Sokurov, bu filmle, sinema tarihinin en inanılmaz teknik başarılarından birine imza attı; film, St. Petersburg’da bulunan dünyanın en büyük müzesi Hermitaj’ın (Kışlık Saray da içindedir) 33 odasının dolaşıldığı 95 dakikalık tek bir plan olarak çekildi. Kısmen şatafatlı bir geçit töreni ve müze turu, kısmen lunapark gezisi ve tarih üzerine bir tefekkür olan film, rüş alanı dışındaki Sokurov’un, perdede rünen 19. yüzyıldan gelme bir Fransız diplomatla (rünüşe re, Custine Markisi Astolphe’dan esinlenilmiş) süregelen diyaloğu eşliğinde, Hermitaj Müzesi’nin odalarını dolaşırken ve hatta zaman zaman dışına da çıkarken, Çarlık Rusyası’nın iki yüzyılını da kapsar. Sokurov, dünyanın belki de yegâne kurgulanmamış, tek plan çekimli filmini ve bugüne kadar steadicam’la çekilen en uzun sekansı (anlatılanlara re tüm katılımcıların uzun ve ayrıntılı provalarından sonra, sekansı çekmeye daha önce sadece bir kez girişilmiş ve dışarıda hava sıcaklığı sıfırın altında olduğu için başarısız olunmuş) gerçekleştirmek için 2000’e yakın oyuncu ve figüranın yanı sıra üç canlı orkestra kullanmış. Rus Hazine Sandığı, ayrıca 35mm’ye aktarılmadan önce, film ya da kaset yerine taşınabilir bir sabit diske kaydedilen ilk sıkıştırılmamış yüksek çözünürlüklü (high-definition) film. Filmin bu özelliği Sokurov’u, daha önce Tikhiye Stranitsy (Fısıldayan Sayfalar, 1993) ve Mat i syn (Ana ve Oğlu, 1997) gibi filmlerinde rüntüleri bozarak ve perspektifle oynayarak yaptığı yaratıcı deneyler de hesaba katıldığında, bir tür 19. yüzyıl modernisti; ve çok farklı bir biçimde de olsa, Manoel De Oliviera gibi, keskin bir geçmiş duygusuyla bunu son derece çağdaş bir yolla izleyiciye iletme duygusunu birleştiren bir yönetmen konumuna yerleştiriyor. Bir eleştirmenin ileri sürdüğü gibi, Rus Hazine Sandığı, Oktyabr’ın (Ekim, 1927) tam karşıtı bir film; Kışlık Saray’ı devasa bir dekor olarak kullanmasıyla, Sergey Ayzenştayn’ın montaja bel bağlayan tekniğine meydan okuyor. Kısacası, bu muhteşem başarının boyutlarını daha yeni yeni kavramaya başlıyoruz; yine de şunu eklemek gerekir ki, filmin ABD gişelerindeki beklenmedik, neredeyse emsali rülmemiş başarısı, Sokurov’un teknik maharetinin, sırf sinema ya da Rusya tarihi uzmanlarınca takdir edilecek türden bir başarı olmadığına güçlü bir biçimde işaret ediyor.
7.4
1970-01-01 01:00:01 MrBoto
Yorum Yapın / Bilgi Verin
×

× Şikayet Konusu:


×
Yorum


alıcı:konu: mesaj:
Tek Tuşla Bağlan...×