Bir daha onun gibisi çekilmedi. Midnight Cowboy bundan 44 yıl önce de efsaneydi, bugün de efsane. Sinemanın belki de en unutulmaz kaybedeni, Midnight Cowboy’da Dustin Hoffman’ın tüm kariyerine yetecek ustalıkta canlandırdığı Ratso karakteridir. Hareketli New York sokaklarında kimsenin varlığını fark etmediği, izbe dairesinden birilerini dolandırmak için dışarı çıktığında hızla bozulmakta olan sağlığı yüzünden eve zar zor dönebilen, yapayalnız, sefil, talihsiz, ama hayalleri olan bir adam. Bedenini satma niyetiyle bavulunu toplayıp Teksas’tan New York’a gelen kovboy Joe’nun da hayalleri var elbet. Ama aralarında önemli bir fark var: Ratso’nun Joe’nun hayallerini yıkacak, Joe’nun ise Ratso’nunkileri gerçeğe dönüştürecek gücü var. Midnight Cowboy, uzun boylu, sarışın, yakışıklı, naif Teksaslı Joe ile sefil haldeki, kısa boylu, esmer, oyunbaz, hayattan büyük darbe almış Ratso’nun sıradışı dostluğunu anlatırken, iki karakter arasındaki zıtlıkların olabilecek en yumuşak şekilde birbirini tamamladığı bir boyuta geçiriyor seyirciyi. Ratso aklıyla, Joe bedeniyle göz kulak oluyor dostuna. John Schlesinger’ın her karesi akıllarda yer eden filmi, insanın içini parçalayan bir finale doğru ilerlerken ikilinin etrafındaki herkesi soğuk ve yabancı bir bütünün parçası olarak konumlandırıyor. Buna New York da dahil. Ratso’nun hayallerini süsleyen Miami ise, hep parlayan güneşiyle sanki sefaleti sonlandıracak, hastalıklara şifa olacak, sadece güzel ve şanslı insanların yaşadığı bir rüya şehir gibi. Asıl önemli olan oraya gitmek değil, oraya gitme fikri. Midnight Cowboy, Amerikan sinemasının Ladri di biciclette’si… Kahramanlarının ancak anlık mutluluklar yaşayabildiği iç acıtan bir kaybedenler öyküsü… Açtığı yara hala kapanmadı. Sinema tarihinin en iyilerinden biri olmasının sayısız nedeninden biri de budur belki. Kaynak: cnbce.tv
7.9
1970-01-01 01:00:01 MrBoto
Yorum Yapın / Bilgi Verin
×

× Şikayet Konusu:


×
Yorum


alıcı:konu: mesaj:
Tek Tuşla Bağlan...×