Walter (Daniel Mesguich), amacı pek de açık olmayan gizemli bir 'organizasyon'un ajanıdır ve bir süredir kendisine rev verilmemiştir. Bir gece can sıkıntısıyla içki içtiği barda güzel ve esrarengiz bir kadınla (Gabrielle Lazure) dans eder, ama henüz adını bile öğrenemediği bu kadın (sonradan adının Marie-Ange olduğunu öğrenecektir) ortaya çıktığı gibi aniden ortadan kaybolur. Aynı gece gizemli patroniçesi Sara (Cyrielle Clair)'dan aldığı ani emirle küçük bir zarfı Corinthe Kontu Henri'ye teslim etmek üzere arabasıyla yola çıkan Walter, tenha bir yolda giderken yerde bilinçsizce yatan, elleri arkasından zincirle bağlanmış yaralı bir kadına rastlar ve onun barda dans ettiği kadın olduğunu anlayarak arabasına alır ve ışıklarını rdüğü yakınlardaki bir villaya gelerek hastaneye telefon etmek ister. Bu gizemli villada smokin giymiş birbirinden tuhaf adamlar bir parti vermektedirler. Partidekiler ikisini bir odaya kapatırlar ve kapıyı üstlerinden kilitlerler. Walter ve elleri anlaşılmaz bir biçimde kendiliğinden çözülen Marie-Ange bu odada tuhaf bir biçimde seks yaparlar. Walter sabah uyanınca Marie-Ange'nın gitmiş olduğunu rür ve boynunda da vampir ısırığına benzeyen, kanayan bir yara oluştuğunu farkeder. revine geri dönen Walter zarfı teslim etmeye gittiğinde kontun kalp krizinden ölmüş olduğunu rür. Walter tekrar bara gittiğinde, barmen (Gilles Arbona) kızın Walter'la dans ettiğini hatırlamaz. Dans ettiği bu kadın yoksa bir hayalet midir? Barmenden Marie-Ange'ın ispritizmayla uğraşan bir profesörün kızı olduğunu ve yedi yıl önce bir deniz kazasında ölmüş olduğunu öğrenir. O sırada bara gelen tuhaf rünüşlü polis müfettişi Francis (Daniel Emilfork) kızın kaybolması olayında Walter'ın baş şüpheli olduğunu söyler. Walter sonra partinin verildiği villaya gider ama villa terkedilmiş ve harap bir haldedir. Walter olan biteni anlamaya çalışırken gerçek dünya ve hayâl dünyası arasında sürekli gidip gelir. Gerçeklerle halüsinasyonlar adeta birbirlerinin içine geçmiştir. Hayâl benzeri sahneler tıpkı Belçikalı gerçeküstücü ressam René Magritte'in düş temalarını işlediği tuhaf tablolarını andırır. Filmde klasik bir hikâye anlatımı da yoktur. Birçok şey seyircinin hayal gücüne ve yorumuna bırakılmıştır.
6.5
1970-01-01 01:00:01 MrBoto
Yorum Yapın / Bilgi Verin
×

× Şikayet Konusu:


×
Yorum


alıcı:konu: mesaj:
Tek Tuşla Bağlan...×