“Bu olayın (ölümün) kutsallığının ve ağırlığının hissedilmesini istedim, ama iz bırakmadan.” - Valeria Golino İki insanı yan yana getirebilecek hikâyelerin sonsuzluğu içinde Bal, yumuşak olduğu kadar sarsıcı bir yerde duruyor. Irene’nin yürek burkan bir işi var: sancılı günlerine son vermek isteyen ölümcül hastaların acısız ve çabukça ölmelerine yardım ediyor. Son nefeslerin verildiği yatakların başında tedirgin bir melek gibi rünüyor, yine de kendinden emin; onurlu bir şey yapıyor çünkü, özlenen bir sona aracı oluyor. Yaşlı, huysuz ve bir o kadar da karizmatik bir mimarla tanıştığındaysa her şey allak bullak oluyor. Aynen diğerleri gibi, ölmek istediği için çalıyor Irene’nin kapısını Carlo. Fakat Irene’den ilaçları aldıktan sonra hasta değil, fazlasıyla mutsuz ve bıkkın olduğunu öğreniyoruz. Bu kez birinin intiharına aracı olmanın kıyısında duran Irene, onu vazgeçirmek için Carlo’nun peşinde koşarken, hayatla ölüm arasındaki çizgi bulanıklaşıyor. Bu kadar zor bir hikâyeyi kolaya kaçmadan, hüzne boğmadan anlatabiliyor Bal. İnsanlar arasındaki mesafelerin kırılganlığından, hayata dair sapasağlam bir dayanak noktası yaratıyor.
6.7
1970-01-01 01:00:01 MrBoto
Yorum Yapın / Bilgi Verin
×

× Şikayet Konusu:


×
Yorum


alıcı:konu: mesaj:
Tek Tuşla Bağlan...×