Donmuş topraklarda yaşayan insanların hamurlarındaki donukluğun hayatlarına aksini yansıtıyor beyazperdeye. Tesadüf gibi rünen kader ve zincirin son halkası olan ebediyete yolculuk. Kurguda kolaj gibi rünen bölümler ilerledikçe zamanın ruhu, mekanlar ve insanlar üzerinde ışıltılı bir mayi gibi geziniyor, farklı yerlerde durduğunu düşündüğümüz şeylerin üzerindeki sis perdesi kalktıkça zincirin halkaları beliriyor. Finlandiyalı yönetmen Aku Louhimies, İnarritu filmlerini de anımsatan bir ilişkiler ağı içerisinde ülkesinden insanlık dramları sunuyor. İşsizlik, çaresizlik, yalnızlık, uyuşturucu, alkol, suç ve kuzeyin dondurucu ülkesinde buz misali kırılıp dağıldıkça eriyip toprağa karışan hayatlar. Sevilen bir öğretmen işsiz kalıyor, alkol sorunu ve parasızlık yüzünden Oblomov’a benzettiği oğlunu da benzer bir hayata itiyor. Kolay yoldan bulunan, sahte bir para eğretilemesi ise filmin sonunda dürüstçe kazanılan gerçeğiyle yer değiştirirken trajikomik biçimde bir ayyaşın eline sıkıştırılınca, gerçekle yalan arasındaki çizgi bulanıklaşıyor.Böylece 'Donmuş Toprak', unutulmaz filmler arasındaki yerini alırken; bizimse aklımızda sinemanın büyüsünden çok hayatın dikenli bir yol olduğu gerçeği kalıyor. İyi seyirler dilerim...
7.5
1970-01-01 01:00:01 MrBoto
Yorum Yapın / Bilgi Verin
×

× Şikayet Konusu:


×
Yorum


alıcı:konu: mesaj:
Tek Tuşla Bağlan...×