Yönetmen, dansçı, koreograf ve Broadway devi Bob Fosse’un henüz ikinci filmi olan Cabaret, Baba’yla aday olan Francis Ford Coppola’ya karşı En iyi Yönetmen Oscarı dâhil, toplam sekiz Oscar kazandı. Cabaret, 1970’lerde yapılan tek gerçek ve büyük müzikal filmdi; oysa "Hitler’in Baharı" olacağı yönünde birçok kehanette bulunulmuştu (Naziler’in olduğu bir müzikali kim seyretmek ister?). Aslında filmi, büyülenmek isteyen herkes seyretti. Fosse, vodvillerle yetişmiş, hiciv ve adi gece kulüpleriyle erginliğe erişmiş bir alaycıydı. Başka hiç kimse John Kander ve Fred Ebb’in (John Van Druten’in, Christopher Isherwood’un Goodbye To Berlin-Hoşçakal Berlin’ine dayandırdığı I Am A Camera-Ben Bir Kamerayım oyununa dayanan) müzikalini alıp, 1930’ların Berlin’inin günahkâr ve ruhsuz vatandaşlarına böylesine soğuk ve şaşaalı bir zle bakamazdı. Filmin hiddetli ve parlak şarkıları ve kabareyle dış dünya arasındaki sivri kesmeleri, Nazizm’in yükseliş döneminde yanlış anlaşılan bir aşk ve tutkunun felaketlerle yüklü öyküsünü ürkütücü şekilde karşıtlarken, Joel Grey’in kötü niyetli kulüp takdimcisi de z alıcı. Ancak sonuç olarak, ateşli canlılığı ve yapmacık fesatlığıyla hüzünlü ve çılgın Sally Bowles’a herkesi memnun etmek için umutsuzca çırpınan asabi bir enerji yüklerken, nefes kesici şarkıları ve zler önüne serdiği tehditle bir başyapıt olan filme sıcaklık ve zaaf katan Liza Minnelli’ye aittir bu film.
7.9
1970-01-01 01:00:01 MrBoto
Yorum Yapın / Bilgi Verin
×

× Şikayet Konusu:


×
Yorum


alıcı:konu: mesaj:
Tek Tuşla Bağlan...×